<marquee>σуυηℓαя,уαмαℓαя,σуυη ιη˘єℓємєℓєяι</marquee>
  яєѕι∂єηт єνιℓ 1
 

Neden bilmiyorum ama eski oyunlara büyük bir merakım var.

Son dönemde piyasaya çıkan neredeyse bütün oyunlar, bize sadece grafik veriyorlar. Çoğunluğa hitap etmek için ya FPS oyunu ya da aksiyon tarzı oyunlar çıkarıyorlar. Hata gerekirse oyunun ana özelliğinden uzaklaşıp, bambaşka bir oyun yapabiliyorlar. Örnek gösterilebilecek en önemli oyunlardan biriside Resident Evil serisi.

Bir çok yerde değinildiğini biliyorum ama bu yazıda da değinmek istiyorum. Seriye RE 4 ile başlayan oyuncular, oyunu çok sevdiler. Genel olarak bu kişiler yaşları genç, yeni oyunculardı. Fakat RE serisinin fanlarının çoğu oyunu beğenmedi. Neden mi ? Çünkü oyunun formatı tamamen değişmişti. Artık gerilim yerine, tamamen aksiyon vardı. Daha bir çok özellik de değişmişti ama bunları anlatmak istemiyorum. Zaten anlatacağım oyun RE 4 değil RE 1 . Yani efsanenin başlangıcı.

Resident Evil 1 1996 yılında PS 1 için çıktı. Oyun birçok bakımdan Alone In The Dark kopyası olarak görüldü. Fakat hiç de öyle değildi. RE 1 atmosferi, bulmacaları, gerilimi ile gerçekten muhteşem bir oyundu. Kısa süre içerisin de serinin devam oyunları geldi ve başarısı büyüdü.

BİR ZAMANLAR ZOMBİLER VARMIŞ...

Oyunun hikayesine gelecek olursak; sene 1998. Racoon City'nin ormanında garip olaylar dönmektedir. Ormanın içinde bir sürü ceset bulunmuştur ve bu cesetler, vahşi bir biçimde parçalanmıştır. Olayların araştırılması için S.T.A.R.S ekibinin Bravo takımı ormana gönderilmiştir. Bravo takımı geri dönmeyince Alpha takımı devreye girmiştir. Olay yerine vardıklarında zombi köpeklerin saldırısına uğramışlardır ve bulundukları yerin yakınındaki malikaneye sığınmışlardır. Amaçları buradan canlı bir şekilde çıkabilmektir. İşte böyle bir hikaye ile oyuna giriş yapıyoruz. Ardından olaylar gelişiyor.

Malikane de oyuna başlıyoruz. Oyunun başında seçeceğiniz karaktere göre oynama şeklinizde değişiyor. Karakterlerden biri Jill diğeri ise Chris . Hikayeyi tam anlamak açısından ikisi ile de oynamakta fayda var. Ben Jill ile oynadığım için, incelemeyi de Jill'in oynanışına göre anlatacağım. Malikaneye girdiğimiz de Wesker ve Barry bizimle birlikte. Fakat ortalarda Chris yok. O sırada içeriden bir kurşun sesi gelir ve Barry ile Jill sesi kontrol etmeye gider. Böylelikle RE tarihinin ilk zombisiyle karşılaşmış olurlar. Geri döndüklerinde Wesker da kaybolur. Daha sonrada Barryden ayrılırız ve tek başımıza kalarak gerilimi hissetmeye başlarız.

TEK BAŞIMAYIM, KORKUYORUM, GERİLİYORUM

Oyunun başlangıcını da anlattıktan sonra sıra geldi oynanışa. Başlangıç olarak kontrollerden bahsetmek istiyorum. Oyun PS1 gamepadi için çok güzel tasarlanmış olsa da, PC için aynısını söylemek zor. En azından alışıncaya kadar zorlanıyorsunuz.

Kontrollerdeki zorluk yüzünden gerilim biraz daha artıyor. Tabi ki gerilimi arttıran durum kontroller değil. Öncelikle oyunda büyük oranda mermi sıkıntısı çekiyorsunuz. Bu yüzden her merminiz sizin için çok önemli. Boşa ateşlediğiniz her merminin acısını ileride çekiyorsunuz. Mermiden sonraki en büyük sıkıntıda sağlık. RE'de sağlığınızı doldurmak için, sprey yada yeşil bitkilerden kullanmalısınız. Eğer yeşil ve kırmızı bitkiyi karıştırırsanız daha çok can veren bir karışım elde etmiş olursunuz. Bunların yanında bir de mavi bitki var. Bu bitkide zehirlendiğiniz zaman antidot amaçlı kullanılıyor. Bitkileri tanıttıktan sonra tekrar onlara çok iyi bakmanız gerektiğini hatırlatmak isterim. Çok iyi bakmak derken sulayıp büyütmeyeceksiniz tabi. Gerçekten gerektiği zaman kullanacaksınız. Çantanız küçük olduğundan en fazla 2-3 tane bitki alın ki diğer eşyalara yer kalsın. Çanta demişken, çantanın özelliklerinden de bahsedelim. Çantanıza toplam 8 tane eşya koyabiliyorsunuz. Bu da demek oluyor ki ne koyacağınızı bilmeniz gerek. Zaten 8 parçanın en az 3 tanesini görevleriniz için gereken eşyaları koyarak harcıyorsunuz. Geriye kalıyor 5 parça. Bu 5 parçanın 3ü de bitki ve sağlık spreyi olsa. Geriye kaldı 2 parça. Buraya da en çok ihtiyaç duyacağınız silahları koyuyorsunuz. Anlayacağınız çantanın bu kadar küçük olması, gerilimi arttıran başka bir etken oluyor.

Gerilmemizin yan sebeplerini anlattık ama ana sebebini söylemedik. Tabi ki zombiler. Zombiler, RE'yi RE yapan unsurdur. Zombisiz bir RE düşünülemez. Olmaz, olamaz. Bu zombiler insanlar gibi dayanıksız da değiller. Mutlaka kafalarından vurmanız gerek. Eğer bacağına yada vücuduna doğru ateş ederseniz pek de etkisi olmuyor. Ayrıca bir zombinin mutlaka ölü olduğundan emin olmalısınız. Yoksa bacağınıza elveda dersiniz. Tabi ki oyunda düşman olarak sadece zombiler bulunmuyor. Zombi köpeklerde bulunuyor. Zombi köpekler, zombilerden çok ama çok daha ölümcül. Onları gördüğünüz anda kaçacak yer arayın. Bir de örümcekler var tabi. Bu örümcekler, zombi ve zombi köpekler kadar ölümcül ve korkunç olmasalar da, sizi zehirledikleri anda başınız büyük bir belaya giriyor. Eğer yanınızda antidotunuz da yoksa vay halinize. Son olarak Bosslar. Oynamamın üzerinden bayağı bir zaman geçtiği için, şuan sadece 2 bossu hatırlıyorum. Birincisi dev örümcek. Küçük örümcekler yetmiyormuş gibi bir de başımıza bu dev örümcek kesiliyor ve işimiz iyice zorlaşıyor. İkinci Bossumuz ise Tyrant. Bu yaratığı Nemesisin atası olarak da görebiliriz. Nemesis kadar baş belası olmasa da oyunun sonlarında onunla da bolca mücadele ediyoruz.

RAHATLAMA ZAMANI

Sürekli geriliyoruz. Peki hiç mi rahatlamayacağız? Tabi ki rahatlayacağız. Bunun için save odalarımız var. Save odalarına girdiğiniz zaman içinizi bir huzur kaplar. Öncelikle fark edeceğiniz şey, odaya girdiğiniz zaman ki müziktir. Sakin bir ortamda olduğunuzu anlarsınız. Ardından kutunuza gidip eşyalarınızı düzenlersiniz. Ve son olarak da daktilonuzun çıkardığı güzel sesle oyunu kaydedersiniz. Tabi 4. oyunda böyle bir oda bulunmuyor. Sadece daktilo bulunuyordu. 5. oyunda ise daktilomuz da uçmuş ama yapacak bir şey yok.

SADECE AKSİYON OLMAZ

Evet sadece aksiyon olmaz. RE serisinin başka bir vazgeçilmezi de bulmacalarıdır. Genelde şu parçayı bul, şuraya tak şeklinde olan bulmacaların dışında adventure oyunlarıyla yarışabilecek bulmacalar da bulunuyor. Bulmacaların çoğu kilitli kapıları açmaktan geçiyor. Bunu da yukarıda dediğim gibi şunu götür, bunu getir yaparak kilitleri açıyorsunuz. Eğer bu şekilde bir şey yapılmıyorsa etraftaki notlar devreye giriyor. Bu notların bazıları takıldığınız yerin çözümü oluyor.

GRAFİK VE SESLER

Oyunun oynanışından fazlasıyla bahsettiğimi düşünüyorum ve yazımın son kısımlarına geliyorum. Tabi ki grafik ve sesleri atlamak olmaz. Oyunun PS1 zamanında çıktığını düşünürseniz grafiklerin kalitesini tahmin edebilirsiniz. Grafiklerin kalitesi bir yana, oyun yeni makinelerde sorun çıkartabiliyor. Duruma göre sesler gidebiliyor, ekran da çizgiler beliriyor, bazı yerler çok hızlı çalışırken bazı yerlerde oyun kasılıyor vs. Tabi bunlar normal karşılanabilecek durumlar. Çünkü oyun çok eski.

Seslere gelecek olursak. Seslendirme kadrosu gayet iyi. Fakat Jilli seslendiren bayanın sesine pek ısınamadım. Jill dışındaki karakter seslendirmeleri gayet başarılı. Bastığınız zemine göre değişen sesler de ufak bir ayrıntı olsa da insanın hoşuna gidiyor. Sonuç olarak sesler geçer not alıyor.

FİNAL

Sonuç olarak RE 1 gerçekten mükemmel bir oyun . PCye port edilme sorunu en büyük eksisi. Hem kontroller hem de grafikler insana az da olsa sorun çıkartıyor. Ayrıca çok az çeşit de yaratık var. Ama ne olursa olsun bu RE . Mutlaka herkesin oynaması gereken bir yapım. Oynamayan gerçekten çok şey kaybeder.

Artılar

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol